SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

##Yatağan

Muğla Vakti - #Yatağan haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, #Yatağan haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Yatağan Termik Santrali Kapanma Tehlikesiyle Karşı Karşıya! Haber

Yatağan Termik Santrali Kapanma Tehlikesiyle Karşı Karşıya!

Muğla’da faaliyet gösteren ve yer üstü kömür rezervleri tükenen Yatağan Elektrik Üretim AŞ’nin yer altı kömür ruhsatı iptal edildi. Kararın ardından santral kömür tedarikinde büyük bir kriz yaşarken, tesisin kapanma tehlikesiyle karşı karşıya olduğu belirtiliyor. 8 Bin Kişiyi Etkileyecek Kriz Kapıda Uzun süredir kömür sıkıntısıyla mücadele eden santralde çalışan 2 bin işçi ve aileleriyle birlikte yaklaşık 8 bin kişi, işsizlik tehdidiyle karşı karşıya kaldı. Türk-İş’e bağlı Tes-İş Yatağan Şube Başkanı Fatih Erçelik, santralin yıllık 5 milyon ton yerli kömüre ihtiyaç duyduğunu belirterek, şu anda başka bölgelerden yüksek maliyetle kömür temin edilerek yarı kapasite ile üretim yapıldığını söyledi. Santralin, tam kapasiteyle çalıştığında yılda 3,3 terawatt saat (TWh) elektrik üreterek ekonomiye 225 milyon dolarlık katkı sağladığını vurgulayan Erçelik, kömür tedarikine çözüm bulunmazsa tesisin tamamen kapanabileceğini belirtti. Mahkeme Kararı Kömür Krizini Derinleştirdi Santral, yer altı rezervlerinden kömür çıkarabilmek için çalışmalar başlatmış ancak Muğla Büyükşehir Belediyesi, 2022 yılında yer altı arama ruhsatının iptali için dava açmıştı. İzmir Bölge İdare Mahkemesi’nin iptal kararı vermesi üzerine santralin kömüre erişimi tamamen kesildi. “Sosyoekonomik Kriz Yaşanabilir” Sorunun acilen çözülmesi gerektiğini belirten Erçelik, “Bu santral sadece enerji üretmiyor, aynı zamanda 2 bin kişiye istihdam sağlıyor. Kapanması halinde işsizlik artacak, bölge büyük bir ekonomik kayıp yaşayacaktır. Yerli kömür kaynaklarının doğaya duyarlı teknolojilerle değerlendirilmesi için yasal düzenlemeler yapılmalıdır” diyerek yetkililerden çözüm beklediklerini dile getirdi. Santralin geleceği belirsizliğini korurken, bölge halkı ve çalışanlar, tesisin faaliyetlerine devam edebilmesi için hükümetten ve ilgili kurumlardan destek bekliyor.

Metin Ergun’dan Kadastro Tepkisi Haber

Metin Ergun’dan Kadastro Tepkisi

Milas ve Yatağan’da Kadastro Krizi: Vatandaşlar Mülklerini Kaybetme Tehlikesiyle Karşı Karşıya Muğla’nın Milas ilçesine bağlı Çallı Mahallesi ve Yatağan ilçesine bağlı Katrancı Mahallesi’nde yürütülen kadastro çalışmaları, bölge halkının mülklerini ve tarımsal alanlarını kaybetme endişesi yaşamasına neden oldu. Arazilerinin ellerinden alınabileceğini belirten vatandaşlar, yetkililere çağrıda bulunarak haklarının korunmasını talep etti. Metin Ergun’dan TBMM’ye Soru Önergesi Yaşanan gelişmelerin ardından İYİ Parti Muğla Milletvekili Prof. Dr. Metin Ergun, 30 Ocak 2025 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne bir soru önergesi sundu. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un yanıtlaması talebiyle verilen önergede, bölge halkının mülkiyet haklarının korunmasına yönelik herhangi bir çalışma yapılıp yapılmadığı soruldu. “Yaşam Alanları ve Geçim Kaynakları Tehdit Altında” Milletvekili Ergun, Çallı ve Katrancı mahallelerinde yaşayan vatandaşların geçimlerini fıstık çamı üretimi ve hayvancılıkla sağladığını belirterek, kadastro çalışmalarının tamamlanmasıyla bu alanların ellerinden alınmasının, köylülerin ekonomik ve sosyal hayatını olumsuz etkileyeceğini vurguladı. Osmanlı Tapuları ve Mülkiyet Hakları Gündemde Ergun, önergesinde Osmanlı dönemine ait tapu kayıtlarının günümüz mülkiyet sistemine uyarlanması gerektiğini de dile getirdi. Daha önce benzer bir durumun Çamlıyurt Mahallesi’nde yaşandığını hatırlatan Ergun, oradaki gibi mevcut fiili durumun esas alınarak kadastro çalışmalarının düzenlenip düzenlenmeyeceğini sordu. Bakanlıktan Resmî Açıklama Bekleniyor Kadastro çalışmaları nedeniyle mülkiyet haklarını kaybetme riskiyle karşı karşıya kalan bölge halkı, arazilerinin hukuki güvence altına alınmasını talep ediyor. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın konuya ilişkin nasıl bir yol izleyeceği ise merak konusu. 

Muğlalı Genç Kaşif, Evinde El Yapımı Araçlar Üretiyor Haber

Muğlalı Genç Kaşif, Evinde El Yapımı Araçlar Üretiyor

Muğla'nın Yatağan ilçesinde, 27 yaşındaki Onur Adıyaman, evinin garajında ürettiği el yapımı araçlarla dikkat çekiyor. Yatağan’ın Madenler Mahallesi’nde yaşayan Adıyaman, teknolojiye olan ilgisiyle çevresindekilerin takdirini kazanıyor. Go-kart, pervaneli bisiklet ve el yapımı chopper gibi birbirinden farklı araçlar üreten genç, projelerini geri dönüştürülebilir malzemeler kullanarak gerçekleştiriyor. Azim ve Merakla Hayallerini Gerçekleştiriyor Azmi ve öğrenme isteğiyle ürettiği araçları gerçekleştiren Adıyaman, “Küçük bir garajda bile büyük hayaller kurabilir ve bunları gerçekleştirebilirsiniz. Üretim sürecinde en büyük destekçim kendi merakım ve azmim oldu” ifadelerini kullanarak, başarılarının arkasındaki motivasyonu açıkladı. Tasarladığı araçların yapım aşamalarını sosyal medya üzerinden paylaşarak, birçok kişiye ilham veren genç kaşif, araç yapma amacının sadece bir hobi değil, aynı zamanda bilgi ve tecrübe paylaşımı olduğunu belirtti. Makinelere Olan İlgi 12 Yaşında Başladı Adıyaman, makineler ve içten yanmalı motorlara olan ilgisinin 12 yaşında başladığını söyledi. İlk olarak motorlu bir bisiklet tasarladığını ve bisikletine bir pervane eklediğini anlatan Adıyaman, “İlk makinem motorlu bir bisikletti. Daha sonra bu deneyimimi geliştirerek pervaneli bir bisiklet tasarladım. Bu, aslında uçak yapma hayalime giden yolda bir başlangıçtı. Pervane mühendisliği oldukça teknik bilgi gerektiriyor, bu nedenle bu alanda tecrübe kazanmak için bu projeyi gerçekleştirdim” dedi. Genç Kaşifin Hedefi: Uçak Yapmak Adıyaman’ın hedefi, gelecekte uçak yapabilmek. Pervane mühendisliğini ve motorlu araç üretimini bir adım daha ileriye taşımayı planlayan genç, her bir projesiyle hayaline bir adım daha yaklaşıyor. Yaptığı araçlarla çevresindekilere ilham veren Adıyaman, çalışmalarıyla sadece kendi yeteneklerini geliştirmekle kalmıyor, aynı zamanda teknolojiye olan ilgiyi artırmayı amaçlıyor.

'Kasacılar' adlı suç örgütü çökertildi! Haber

'Kasacılar' adlı suç örgütü çökertildi!

Muğla merkezli 4 ilde gerçekleştirilen kapsamlı bir operasyonla, "Kasacılar" olarak bilinen suç örgütü çökertildi. Muğla, Yatağan ve Kavaklıdere ilçelerinde faaliyet gösteren üç ayrı maden ocağından, 2024 yılı Ağustos ve Ekim aylarında toplamda 52 milyon 410 bin TL değerinde para ve ziynet eşyası çalan şüphelilere yönelik Yatağan Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde başlatılan soruşturma sonucu büyük bir operasyon düzenlendi. Muğla ve Eskişehir İl Jandarma Komutanlıkları Jandarma Suç Araştırma Timleri (JASAT) ekipleri, Muğla merkezli olarak İstanbul, İzmir ve Diyarbakır illerinde eş zamanlı operasyonlar gerçekleştirdi. Operasyon kapsamında 12 şüpheli gözaltına alındı. Şüphelilerin ikametlerinde yapılan aramalarda, suç örgütünün kullanmış olduğu çeşitli araç gereçler ve çok sayıda silah ele geçirildi. Ele geçirilen malzemeler arasında 3 adet ruhsatsız tabanca, 4 adet tabanca şarjörü, 164 adet tabanca fişeği, 9 adet av tüfeği kartuşu, çeşitli aletler (pense, tornavida, İngiliz anahtarı, matkap, lokma, spiral taşı, dürbün, eldiven, çekiç) ile 12 bin 500 TL, 4 bin dolar nakit para ve 300 gram altın yer aldı. Gözaltına alınan 12 şüpheli, adli makamlara sevk edilerek, 7’si tutuklandı. Diğer 5 şüpheli ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Yapılan araştırmalar sonucunda, "Kasacılar" suç örgütünün Muğla, Eskişehir, Bilecik, Bursa, Düzce ve Balıkesir illerinde toplamda 17 kasa hırsızlığı ve 24 farklı suç olayının failleri oldukları ortaya çıktı. Bu başarılı operasyon, organize suç örgütlerinin çökertilmesi ve toplum güvenliğinin sağlanması adına önemli bir adım olarak değerlendirildi. Suç örgütünün çaldığı paralar ve ziynet eşyalarının büyük bir kısmı henüz bulunamamışken, emniyet güçlerinin bu yöndeki araştırmaları devam ediyor.

Muğla’da Sağlıkta Şok Karar Haber

Muğla’da Sağlıkta Şok Karar

Birlik Sağlık Sen Muğla İl Başkanı Abdullah Gül, Yatağan Devlet Hastanesi’ndeki tek sertifikalı sterilizasyon hemşiresinin Sağlık Müdürlüğü’ne geri hizmete çekildiğini söyledi. Duruma tepki gösteren Gül, “Ameliyatların yapılabilmesi için gerekli olan aletlerin sterilizasyon işlemini yapan ve bu alanda tek sertifikalı hemşireyi pasif göreve çekmek akıl alır gibi değil” dedi. “Menteşe Devlet Hastanesi’nde acil yıkım kararı var, ama faaliyet devam ediyor” Bağımsız Kamu Görevlileri Sendikaları Konfederasyonu ve Birlik Sağlık Sen Muğla İl Başkanı Abdullah Gül, yaptığı yazılı basın açıklamasına, 2018 yılından bu yana acil yıkım kararı olmasına rağmen Menteşe Devlet Hastanesi’nin faaliyette tutulduğunu belirterek başladı. Sağlık Müdürü Mülayim’in yapılan mücadele ve basın açıklamalarına daha fazla direnemeyerek ilk önlem dilekçesinden aylar sonra bir komisyon kurduğunu ifade eden Gül, “Sağlık Müdürü, şimdi de yaptığı skandal görevlendirmelerle halkın sağlığı ile oynuyor” dedi. ” Eğitim ve Araştırma Hastanesi sağlık hizmetinde önemli bir rol oynuyor” Gül, Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin Muğla’nın sağlık alanında amiral gemisi konumunda olduğunu belirterek, hastanenin il dışına ve özel hastanelere bağımlılığı azaltarak halkın sağlık alanında eşit hizmet alması noktasında önemli rol oynadığını söyledi. Ancak her geçen gün yeni bir bölüm ve operasyon açılmasının, zaten yetersiz olan yatak ve personel ihtiyacını daha da artırdığını vurguladı. Gül, “Her gecen gün yeni bir bölüm, yeni operasyonlar zaten yetersiz olan yatak ve personel ihtiyacını daha da fazla arttırmaktadır. Bu anlamada geçtiğimiz günlerde Yatağan Devlet Hastanesi, Eğitim Araştırma Hastanesi ile birleştirme kararı alınmış yatak kapasitesi artması için çözüm olma yolunda hareket edilmiştir” dedi. “Sterilizasyon hemşiresini pasif göreve çekmek yapılan çalışmaları baltalıyor” Gül, Yatağan Devlet Hastanesi’ndeki tek sertifikalı sterilizasyon hemşiresinin aktif görevden alınıp Sağlık Müdürlüğü’ne çekildiğini söyledi. Gül, “Muğla halkının sağlı için bu mücadeleler devam ederken, sağlığın başındaki Sağlık Müdürü Mülayim’in yaptığı geçici görevlendirme ne akla ne ziyana sığar cinsinden. Yatağan Devlet Hastanesi’ndeki tek sertifikalı sterilizasyon hemşiresini aktif alandan alıp Sağlık müdürlüğüne geri hizmete çekmesi “yapılan bu çalışmaları baltalamaya mı çalışıyor?” sorusunu akla getiriyor. Ameliyatların yapılabilmesi için aletlerin steril etme işlemini yapan deneyimli ve bu branştaki tek kişiyi pasif göreve çekilmesi akıl alır gibi değil. Bu personeli devletin imkanları ile yapılan işlerin daha profesyonel ve kalite olması adına eğitime gönderiyorsunuz. Sonra aynı kişiyi böylesine kritik bir anda geri hizmete çekiyorsunuz” ifadelerini kullandı. “Neden sertifika eğitimine gönderildi?” Sağlık Müdürü Mülayim’e seslenen Gül, “Bu kişiyi pasif görevde değerlendirecektiniz neden devletin imkânları ile sertifika eğitimine gönderdiniz? Sterilizasyon görevini yapacak başka personeliniz yok mu? Bu görevlendirmeyi yaparken halkın çıkarlarını mı yoksa referansların çıkarlarını mı gözetiyorsunuz? Birilerine çıkar mı sağlıyorsunuz, yoksa vatandaşı mı cezalandırıyorsunuz?” diye sordu.

Öğretmenler Yenilikçi Eğitim Teknikleri İle Donatılıyor Haber

Öğretmenler Yenilikçi Eğitim Teknikleri İle Donatılıyor

Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli çerçevesinde, disiplinler arası eğitim uygulamalarını güçlendirmek ve eğitimde yenilikçi yaklaşımları teşvik etmek amacıyla STEM (Fen, Teknoloji, Mühendislik ve Matematik) seminerleri düzenlendi. Kavaklıdere ve Yatağan ilçelerinde gerçekleştirilen bu seminerlerde, ilgili bölgelerdeki koordinatör öğretmenler, disiplinler arası eğitim yöntemlerini daha etkin bir şekilde uygulamaya yönelik bilgilerle donatıldı. Seminerler, Muğla İl Milli Eğitim Müdürlüğü'nün Ar-Ge Biriminde görev yapan uzman öğretmenler tarafından organize edildi. Eğitimlerde, öğretmenlere STEM'in temel ilkeleri, uygulama alanları ve öğrencilere nasıl daha verimli bir öğrenme deneyimi sunulabileceği konularında kapsamlı bilgiler verildi. STEM yaklaşımının öğrencilerin analitik düşünme yeteneklerini geliştirmeye, problem çözme becerilerini artırmaya, desteklemeye yönelik sunduğu fırsatlar ele alındı. Seminerlerde ayrıca Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli'nin hedefleri doğrultusunda, eğitimdeki yenilikçi yaklaşımların nasıl entegre edileceği ve bu modelin sunduğu vizyonun STEM ile nasıl örtüştüğü üzerinde duruldu. Kavaklıdere ve Yatağan ilçelerindeki seminerlere katılan öğretmenler, öğrendikleri yöntem ve teknikleri okullarında uygulayarak daha nitelikli bir eğitim sunmayı hedeflediklerini belirtti. Bu eğitimler, Türkiye genelinde STEM eğitiminin yaygınlaştırılması ve öğrencilerin bu alanlara olan ilgisinin artırılması için atılan önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. STEM seminerleri, koordinatör öğretmenlerin bilgi birikimlerini genişleterek, öğrencilerin gelecekte daha donanımlı bireyler olarak yetişmesine katkıda bulunmayı amaçlıyor. Bu tür seminerlerin ilerleyen dönemlerde diğer ilçelerde de düzenlenmesi planlanıyor. STEM eğitimleri sayesinde, disiplinler arası öğrenme yaklaşımlarının Türkiye genelinde daha yaygın bir şekilde uygulanması ve öğrencilerin farklı alanlardaki becerilerinin daha erken yaşlarda keşfedilmesi hedefleniyor.

Yatağan’daki Cinayet Davasında Şok Karar Haber

Yatağan’daki Cinayet Davasında Şok Karar

Muğla’nın Yatağan ilçesinde eşi Mehmet Çoban tarafından yakılarak öldürüldüğü öne sürülen Figen Çoban davası yeniden görüldü. Mahkeme, Mehmet Çoban’a verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını “haksız tahrik” indirimi uygulayarak 24 yıl hapis cezasına çevirdi. Yatağan’a bağlı Yeşilbağcılar Mahallesi’nde Figen Çoban’ın eşi Mehmet Çoban tarafından öldürmesi ile ilgili davanın 7 Mart’ta yapılan dördüncü duruşmasında savcı sanığın annesi H.Ç. hakkında beraat, Figen Çoban’ın kayınbiraderi Süleyman Çoban için ‘eyleme iştirakten’ ceza verilmesini istemiş, sanık Mehmet Çoban hakkında ise eşi Figen Çoban’ın iş yerindeki bir şahısla olan mesajları nedeniyle ‘haksız tahrik indirimi’ uygulanmasını talep etmişti. Ancak mahkeme, 4 Nisan’da savcının ”haksız tahrik indirimi” talebini kabul etmeyerek, sanığa ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası vermişti. Figen Çoban’ın kayınbiraderi Süleyman Çoban ise 17 yıl hapis cezası almıştı. Savcı Mehmet Çoban hakkında verdiği karara itiraz etmişti. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 24’üncü Ceza Dairesi de itirazı kabul ederek davanın yeniden görülmesine karar vermişti. 18 Eylül’de yapılan duruşmada mahkeme, Mehmet Çoban’ın ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını “haksız tahrik” indirimi uygulayarak 24 yıl hapis cezasına çevirdi. Mahkeme, Figen Çoban’ın kayınbiraderi Süleyman Çoban’a verilen 17 yıl hapis cezasını da onadı. “Yargıtay’a temyiz hakkımızı kullanacağız” Karara ilişkin bugün açıklamalarda bulunan Figen Çoban’ın aile avukatı Kemal Ertuğrul, şunları söyledi: “Yargılama sonunda İzmir 24. Ceza Dairesi sanığın haksız tahrik altında eylemi işlediğini kabul ederek, ciddi ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasından vazgeçerek 24 yıl ağır hapis cezası verilmesine, diğer sanığın beraat kararının onaylanmasına ve kardeşinin 17 sene olan cezasının da onanmasına karar verildi. Bizim istinaf taleplerimiz bu aşamada kabul edilmedi. Yine bir yüksek mahkeme klasiği. Daha önceden de takip ettiğim benzer dosyalarda yerel mahkemelerin vermiş olduğu ağırlaştırılmış müebbet hapis cezalarını yüksek mahkemeler hep “haksız tahrik” indirimi uygulamalı gerekçesiyle sanık lehine bozmuştur. Burada da aynı karar verildi. Mahkeme sonuçta, sanıkların bu eylemi işlediği konusunda bir tereddütte yer olmadığından bahisle, cinayet suçundan her ne kadar indirim yapılsa bile gereken cezaları verdi. Ancak bir insan sistematik olarak sürekli dövdüğü, sürekli maddi manevi işkence yaptığı karısına sonuçta bir bahane bularak yine kötü bir şekilde dövüyor. Kadın evlerinin bulunduğu köy evinde dövülerek balkondan yuvarlanıyor ve yerde baygın vaziyette henüz ölmüş değil. Bu durumdayken zaten, ‘Öldü diye bırakıldığı aşamada bile yaşıyordu’ diye tanık ifadesi var. Bu durumda yerde yatan eşinin üzerine benzin döküp annesi, erkek kardeşi ve en önemlisi çocuklarının gözü önünde benzin döküp bu kadını yakarak ölümüne nesne oluyor. Böyle işlenmiş bir cinayetin hukuki niteliği, ‘tahrik altında eşi öldürmek’ midir yoksa gerçekten hukuken affedilemez bir inanılmaz derece kötü ve hunharca işlenmiş bir eylem midir? Bence tartışılması gereken konu budur. Kıskançlık sebebi ile bir insan başka bir insana bunu yapıyorsa hukuken himaye görmemesi gerektiğine inanıyorum. Yargıtay’a bu kararı temyiz hakkımız var. Bu hakkımızı kullanacağız.”

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.